Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Müminler ancak kardeştirler…”
(Hucurât, 10)
Efendimiz (sav) buyurdular:
“Mü’min kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir.” Ebû’l-Hasan Harakânî Hazretleri buyurur:
“Bir kardeşimin parmağına batan diken, benim parmağıma batmıştır; birinin ayağına çarpan taş, benim ayağımı acıtmıştır. Bir kalpte hüzün varsa, o kalp benim kalbimdir.”
GÜLEK GEÇİDİ
Gülek geçidi. Burası iç Anadolu ile güneyi birbirine bağlar. Yavuz Sultan Selim Mısır seferine buradan gitmiştir. Babam burada –İskender’in mührü var der gösterirdi. Sonra 80’lerde yol genişletme çalışmalarında kayboldu. Belki bir tünelle hallolabilirdi genişletme.
Ö KAVAK AĞACI İLE KABAK
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.
Sonuç:
Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Dev gibi eserler verebilmek için, karınca gibi çalışmak gerekir, derler.
(Alıntı Yazı)