Haber Kare
21 Ekim Salı 2025
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Yerel
  • Aktüel
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Çalışma Hayatı
  • Analiz
  • Çevre
  • Basın Bültenleri
  • İlginç Anlar
  • Sağlık
  • Spor
  • Yazarlar
  • İlan
  • Genel
  • Dünya
  • Yerel
  • Aktüel
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Çalışma Hayatı
  • Analiz
  • Çevre
  • Basın Bültenleri
  • İlginç Anlar
  • Sağlık
  • Spor
  • Yazarlar
  • İlan
  • Genel
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Haber Kare
Anasayfa Genel

KADIN HUKUKÇULARLA: KADIN MÜCADELESİNİ KONUŞTUK

1 Mart 2025
Genel
KADIN HUKUKÇULARLA: KADIN MÜCADELESİNİ KONUŞTUK

Tüm dünyada kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Hukukçular, kadın kazanımlarına dair sorularımızı yanıtladı. Toplumsal Cinsiyet ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nden avukat Songül Yıldız ve İskenderun Kadın Platformu üyesi avukat Mehtap Sert sorularımızı şöyle cevapladı.

Kadın mücadelesi sizin için ne ifade ediyor?

Kadın mücadelesi, patriyarkanın ürettiği eşitsizliklere, baskıya ve ayrımcılığa karşı verilen kolektif bir direniş ve özgürleşme hareketidir. Bu mücadele, yalnızca yasal hakları kazanmakla sınırlı değildir; aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerini sorgulayan, kadınların hayatın her alanında eşit ve özgür bireyler olarak var olmasını hedefleyen, bireysel ve kolektif güçlenmeyi merkeze alan bir dönüşüm sürecidir. Feminist mücadele, eril tahakkümün sadece hukukta değil, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda da kadınları nasıl baskıladığını ortaya koyar ve buna karşı stratejiler geliştirir. Kadınların sadece kanun önünde eşit kabul edilmesi yeterli değildir; bu eşitliğin gerçekte yaşama geçmesi ve toplumun her alanında hissedilmesi için toplumsal algı ve yapıların da değişmesi gerekir. Bu yüzden kadın mücadelesi bizim için sadece bir hak mücadelesi değil, kadınların kendi hayatları üzerindeki kontrolünü yeniden kazanması, dayanışma ile güçlenmesi ve toplumun tüm yapılarında köklü bir değişim yaratması anlamına geliyor. Kadınlar, tarih boyunca özgürlükleri ve hakları için sürekli bir mücadele içinde oldular. Bugün de Türkiye’de kadınlar, sırf kadın oldukları için maruz kaldıkları ayrımcılıkla, erkek şiddetiyle ve erkek egemen sistemin yarattığı ekonomik, hukuki ve sosyal engellerle başa çıkmak zorunda bırakılıyor. Devletin ve siyasal iktidarın, kadın haklarını kısıtlamaya yönelik politikaları ve kadınların yaşam hakkını dahi tehdit eden uygulamaları, bizleri daha da kararlı ve dayanışma içinde olmaya zorluyor. Kadın mücadelesi, bir arada durmayı, dayanışmayı ve mücadelenin her alanında omuz omuza yürümeyi gerektiriyor. Erkek egemen sistemin sınırlarını çizen, bireysel ve toplumsal hayatımızı belirleyen tüm mekanizmalara karşı, özgürlüğümüz için her alanda sürekli ve bilinçli bir direnç geliştirmek zorundayız. Kadın dayanışmasının ve feminist mücadelenin bize gösterdiği şudur: Hiçbir kazanım kendiliğinden gelmedi ve hiçbir kazanımın kalıcı olacağını garanti eden bir sistem yoktur. Bu nedenle, bizler tüm kazanımlarımızı korumak, yeni haklar elde etmek ve daha eşit, adil, özgür bir dünya yaratmak için mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.

Kadın örgütlerine katılmanızın veya desteklemenizin sebebi neydi?

Kadın örgütleri, kadın dayanışmasının büyüyerek güçlenmesini sağlayan, kadınların maruz kaldıkları sistematik şiddete, ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı kolektif bir direniş mekanizması oluşturan en önemli yapılardan biridir. Toplumun her alanında kadınlara yönelik baskı ve ayrımcılık devam ederken, bu sorunlarla başa çıkmak için örgütlü bir mücadele kaçınılmaz hale gelmiştir. Türkiye’de kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, mobbing, eşitsiz çalışma koşulları ve hukuki mekanizmaların erkek lehine işleyişi gibi yapısal sorunlara karşı ancak kadın örgütlerinin dayanışma ve dayanıklılığıyla etkili bir şekilde mücadele edilebilir. Kadın örgütlerinin kolektif gücü, hem hukuki hem de toplumsal dönüşümün sağlanması için kritik bir rol oynamaktadır.

Biz de dernek olarak, toplumsal cinsiyet temelli her türlü ayrımcılığa karşı hukuk zemininde mücadele ediyor, bu ayrımcılığın hukuktaki görünümünü açığa çıkarmak ve değiştirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Yargı mekanizmalarında süregelen cinsiyetçi dil ve uygulamaların değişimini sağlamak için farkındalık yaratmayı, hukukun daha adil ve eşitlikçi  bir yapıya kavuşturulmasını amaçlıyoruz. Özellikle, Çukurova bölgesi başta olmak üzere Türkiye genelinde, kadına yönelik şiddet verilerinin tarafsız bir şekilde toplanabilmesi için Baroların kullandığı CMK sistemindeki eksiklikleri ve geliştirilebilir yanları tespit ediyor, bu sistemin daha etkin bir hale getirilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Hukuki veri toplama mekanizmalarının güçlendirilmesi, şiddet ve ayrımcılığın hukuki kayıtlarının tutularak analiz edilmesi ve bu sayede daha etkin savunuculuk stratejileri geliştirilmesi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Ayrıca, cinsiyetçi yargı kararlarına ilişkin verileri sistematik olarak toplayarak analiz ediyor ve raporluyoruz. Bu raporlar, hukuk sisteminin toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle yeniden düzenlenmesi için bir temel oluşturuyor. Yargının erkek egemen yapısına karşı hukuki mücadelemiz, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için  farklı bir zeminden katkı sunuyor.

Kadın mücadelesinde yer almamızın ve diğer kadın örgütleriyle dayanışma içinde olmamızın  en temel sebebi, kadın dayanışmasının ve kolektif bilincin toplumsal dönüşümdeki gücünü bilmemizdir. Kadınlar, hakları için verdiği bu kolektif mücadelede yan yana durdukça güçleniyor ve eril tahakkümü sarsacak kalıcı dönüşümleri yaratabiliyor. Bu dayanışmanın bir parçası olarak bizler de, hukuki, sosyal ve ekonomik alanlarda kadınların daha güçlü bir konuma gelmesi için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz.

Bölgenizde kadınların en çok karşılaştığı sorunlar nelerdir?

Çukurova Bölgesi’nde ve genel olarak Türkiye’de kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve patriyarkal yapının bir sonucu olarak pek çok yapısal sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunlar, kadınların hayatının her alanında çeşitli hak ihlallerine  maruz kalmasına neden olmaktadır. Kadınların en büyük sorunlarından biri, erkek şiddetiyle karşı karşıya kalmalarıdır.  Artık cins kırımına dönüşen kadın cinayetleri, ev içi şiddet, taciz ve tecavüz vakaları bölgede yaygın bir sorun olup, kadınlar hem yasal hem de toplumsal normlar nedeniyle adalete erişimde büyük zorluklar yaşamaktadır. Şiddet gören kadınların başvurabileceği sığınma evleri sayısal olarak yetersizdir ve var olanlar da kapasite açısından ihtiyacı karşılayamamaktadır. Ayrıca şiddete maruz kalan kadınlar, yasal süreçlerde yeterli hukuki ve psikolojik desteği alamıyor. Özellikle avukata erişim, ekonomik ve yapısal engeller sebebiyle adalete erişimde  büyük  sorun yaşanıyor.

Kadınlar, çalışma hayatında da büyük eşitsizliklerle karşılaşmaktadır. Tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışan kadınlar, düşük ücret, güvencesiz çalışma koşulları ve kayıt dışı istihdam gibi pek çok problemle başa çıkmak zorunda.

Örneğin düşük ücret, sosyal gücence eksikliği ve kötü çalışma koşullarıyla karşı karşıya kalan mevsimlik tarım işçisi kadınlar, çoğu zaman insanlık dışı koşullarda çalışmak zorunda bırakılmakta.

Ev İçi Emeğin Görünmez Olması,toplumsal cinsiyet rollerinin dayattığı geleneksel işbölümü, kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamda eşit şekilde yer almasını engelleyen yapısal bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.

Erken yaşta evlilikler, bölge genelinde hala yaygın bir sorun olup, yaşı küçük kız çocuklarının  cinsel istismarını  meşru hale getirmeye yönelik bir şiddet biçimi olarak karşımızda durmakta. Ayrıca  kadınların eğitim hakkından mahrum bırakılarak eve hapsedilmesine ve  ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını engelleyen bir sarmalın içine sokulmalarına neden olmaktadır.

Engelli kadınlar, toplumda çift katmanlı bir ayrımcılıkla karşılaşmaktadır. Hem toplumsal cinsiyet eşitsizliği hem de engellilik temelinde yaşanan ayrımcılıklar, engelli kadınların yaşamlarını daha da zorlaştırmaktadır. Yaşanan her türlü şiddette tüm destek mekenizmalarına ulaşımda daha fazla sorunla karşılaşılması, hem şiddetin açığa çıkmasında ve önlenmesinde hemde adalete erişimde engellerle karşılaşılmasına yol açmaktadır. Kamusal alanlar, toplu taşıma ve işyeri ortamları engelli bireyler için yeterince erişilebilir değildir.  Ekonomik olarak bağımsız olmamaları durumunda, aile bireylerine bağımlı hale gelmekte ve karar alma süreçlerinde yeterince söz sahibi olamamaktadırlar.

Sonuç olarak; Çukurova Bölgesi’nde kadınların yaşadığı sorunlar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin farklı alanlarda ortaya çıkan tezahürleri olarak süreklilik göstermektedir. Erkek şiddetinden ekonomik sömürüye, erken yaşta evliliklerden engelli kadınların yaşadığı sorunlara kadar pek çok yapısal mesele, kadınların toplumsal yaşamın her alanında daha eşit ve güçlü bireyler olarak var olmasını engellemektedir. Bu sorunlarla başa çıkmak için etkin politikalar geliştirilmesi, hukuki düzenlemelerin eşitlikçi bir perspektifle uygulanması ve kadın dayanışmasının güçlendirilmesi hayati bir önem taşımaktadır.

Kadın mücadelesinin en büyük kazanımları neler?

Kadın mücadelesi, yüzyıllardır süren patriyarkal baskıya karşı kazanımlar elde etmiş etmeyede devam eden bir hareket. Kadınlar, tarih boyunca, yaşadıkları her türlü şiddet ve ayrımcılığa karşı  hukuki, ekonomik, siyasal ve sosyal alanlarda haklarını elde etmek için sürekli bir mücadele sürdürmüş ve bu mücadele sonucunda çok sayıda kazanım elde edilmiştir. Ancak bu kazanımlar sürekli bir şekilde tehdit altında olup, kadınlar haklarını korumak ve genişletmek için  mücadeleye devam ediyorlar.Kadınların etkili mücadelesi ile , bugüne kadar Medeni Kanun ve Ceza Kanunu gibi yasal düzenlemelerde kadınlar açısından cinsiyet eşitliğini sağlayabilmek adına birçok değişiklik yapıldı. Uygulama problemleri yaşansada Kadınların şiddetten korunması amacıyla 6284 Sayılı Kanun kabul edildi, şiddet gören kadınların korunmasına yönelik hukuki mekanizmalar oluşturuldu. Her ne kadar sıyasal iktidar tarafından bu kanunun dayanağı olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme karıarı verilmiş olsa da, kadın hareketi bu karara karşı çıkmakta ve şiddetle mücadelede hukuki mekanizmaların korunması için kararlılıkla savunuculuk yapmaktadır.

Kadın mücadelesi sayesinde kadın cinayetleri artık politize edilmiş ve kamusal tartışmanın merkezine yerleştirilmiştir. Kadın hareketinin baskısıyla yargıdaki cinsiyetçi uygulamaların bazılarında değişimler görülmeye başlanmıştır. Özellikle kadın örgütlerinin takip ettiği kadın cinayeti davalarında sıkça uygulanan iyi hal indirimleri ve haksız tahrik indirimi gibi uygulamalar, artık eskisi kadar rahat verilemiyor. Kadın hareketinin mücadelesi sonucunda, kadınların boşanma sonrası ekonomik olarak güvenceye alınmasını sağlayan nafaka hakkı saldırı altında olmasına ragmen halen korunmaya devam ediyor. Kadın cinayeti dosyalarında “haksız tahrik” indirimleri ve “kravat indirimi” dediğimiz iyi hal indirimleri yargı organlarınca eskisi kadar rahat verilemiyor. Feminist mücadelenin etkisiyle toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık da arttı, cinsiyetçi söylemler ve uygulamalara karşı daha genış kitleler tepki vermeye başladı. Artık “kadın-erkek eşit değildir” söylemine karşı eşitlik mücadelesi daha fazla destek görüyor.

 Ancak  biliyoruz ki , kazanılan haklar sürekli bir tehdit altında ve bu nedenle feminist mücadeleye olan ihtiyaç hayati önemde. Elbetteki, Kadın hareketi, bu tehditlere karşı haklarını savunmaya ve yeni kazanımlar elde etmek için mücadeleyi sürdürmeye devam edecektir.

Kadınların ekonomik bağımsızlığını kazanması için nasıl destekler sağlanmalı?

Kadınların ekonomik bağımsızlığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması ve kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta daha güçlü bir konuma gelmesi için kritik bir unsur. Ancak, Türkiye’de kadınlar ekonomik yaşamda bir dizi yapısal ve toplumsal engelle karşı karşıya. Kadın istihdam oranlarının düşük olması, cinsiyete dayalı ücret farklılıkları, kayıt dışı çalışma ve ev içi emeğin görünmezliği gibi sorunlar, kadınların ekonomik güvencesizliğini derinleştirmektedir. Bu nedenle, kadınların ekonomik bağımsızlığını sağlamak için çok yönlü destek mekanizmalarını hayata geçirmek gerekiyor. En başta devlet politikalarının kadın lehine dönüştürülmesi ve kadın erkek eşitliğinin yaşamın tüm alanlarında gerçekleşmesinin sağlanması için etkili çalışmalar yapılması çok önemli. Kadın istihdamını artırmak için devlet ve özel sektör ortaklığında kapsamlı programlar geliştirilmeli. Cinsiyete dayalı ücret farklılıklarının giderilmesi için denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve eşit ücret yasaları etkin biçimde uygulanmalı. Kadın girişimciliğini desteklemek için mikro kredi ve hibe programları yaygınlaştırılmalı. Devlet destekli kreş ve gündüz bakımevleri yaygınlaştırılmalı, kadınların çalışma hayatına katılımı kolaylaştırılmalı. Kayıt dışı çalışmanın engellenmesi ve kadın emeğinin güvence altına alınması için denetim mekanizmaları güçlendirilmeli. Ev içi emeğin ekonomik ve hukuki olarak tanınması ve değerlendirilmesi sağlanmalı.Kadın kooperatifleri yaygınlaştırılarak kadınların üretim ve pazar ağına erişimi artırılmalı. Kadın dayanışma ağlarının güçlendirilmesi için STK’lar ve yerel yönetimlerle ortak çalışmalar yapılmalı ama tüm bunlar için sosyal, ekonomik ve hukuki alanlarda yapısal reformların da hayata geçirilmesi gerekli . Bu reformlar, ancak feminist mücadelenin ve kadın dayanışmanın güçlenmesiyle mümkün olacaktır.

Kadın hakları konusunda en umut verici gelişmeler neler?

Kadın hakları mücadelesi, yüzyıllar boyunca kazanımlar elde ederek ilerleyen bir süreç. Fakat patriyarkal yapının dirençli olması ve mevcut sistemin toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini yeniden üretme potansiyeli, mücadelenin sürekliliğini zorunlu kılmaktadır. Son yıllarda kadın hakları konusunda hem Türkiye’de hem de dünya genelinde umut verici gelişmeler yaşanmakta ve bu gelişmeler kadın mücadelesinin gücünü ve toplumsal dönüşümdeki etkisini ortaya koyuyor. Ancak bunca çaba ile kazandığımız haklarımız üzerindeki tehditler, kadınlar aleyhine oluşturulan söylem ve  politikalara karşı daha fazla ve daha güçlü ses çıkarmak gerekiyor.

 Umut verici gelişmeler olarak sayabileceğimiz unsurlar elbette mevcut. Örneğin Uluslararası sözleşmeler, kadın lehine oluşturulan yasal düzenlemeler kadın haklarını koruma konusunda önemli bir yer tutuyor. Cinsiyet Eşitliği Yasaları ve Kadına Yönelik Şiddete Karşı Hukuki Adımlar ile pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kadınların ekonomik ve sosyal haklarının güvence altına alınmasına olanak sağlandı.

Günümüzde de  Kadın hakları mücadelesi için  faaliyet gösteren kadın örgütleri daha fazla organize olmakta ve etkilerini arttırmaktadır. Türkiye’de de kadın hareketi, baskılara rağmen güçlenmeye devam etmektedir. Her ne kadar Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş olsa da, bu süreç kadın mücadelesinin gücünü göstermesi açısından kritik bir dönemeç oldu. Dijital platformlar ve sosyal medya, kadınların örgütlenmesi ve hak ihlallerine karşı ses çıkarması için önemli bir alan haline geldi. Kadın cinayetleri davalarındaki kamuoyu baskısı, yargıdaki cinsiyetçi uygulamaların deşifre edilmesine ve daha adil kararlar almasına olanak sağladı.

 Kadınların ekonomik yönden bağımsızlaşmasını sağlayacak  destek mekanizmalarının güçlendirilmesi de ayrıca umut verici. Ancak bu yöndede çok eksiğimiz var ve daha çok çözüm odaklı  çalışmalar yapılması gerekli.

Mevcut kazanımları asla yeterli görmemek  ve cinsiyet eşitsizliğine yol açan yapısal sorunları topyekün ortadan kaldırmak için mücadeleye devam etmek gerekiyor.

Gelecekte kadınlar için nasıl bir dünya hayal ediyorsunuz?

Kadınların yüzyıllardır süregelen mücadelesi, toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda önemli kazanımlar elde edilmesini sağlamıştır. Ancak, halen kadınlar dünyanın pek çok yerinde ayrımcılığa, şiddete ve ekonomik eşitsizliklere maruz kalıyor. Biz elbetteki Kadınların kimlikleri, bedenleri ve emekleri üzerinde tam hak sahibi olduğu; şiddetin, ayrımcılığın ve ekonomik eşitsizliğin ortadan kalktığı bir dünya hayal ediyoruz. Kadınların sürekli haklarını savunmak zorunda kalmadığı, devletin ve hukukun kadınları koruduğu bir düzen için mücadele ediyoruz. Kadınların, erkeklerle eşit haklara, fırsatlara ve statüye sahip olduğu, toplumsal cinsiyet rollerinin ortadan kalktığı bir dünya istiyoruz. Tüm canlılar ve doğayla barışık savaşsız sömürüsüz bir dünyayı hayal ediyoruz. Emin olun böyle bir dünya hepimiz için gerekli.

Çukurova’daki kadınlar için özel bir mesajınız var mı?       

Çukurova, kadın emeğinin yoğun olarak sömürüldüğü , şiddetin boyutlarının çok yüksek yaşandığı bir bölge olmasına  rağmen, kadınların tarih boyunca mücadele ettiği ve güçlü dayanışmalar kurduğu bir yer aynı zamanda. Çukurovada yaşayan kadınlar olarak haklarımızı kazanmak ve korumak için örgütlenmememiz ve dayanışmayı büyütmemiz şart. Kadınlar olarak birlikte güçlüyüz ve geleceğimizi ancak birlikte kurabiliriz. Dayanışmayla..

Sizin için kadın mücadelesi ne ifade ediyor?

Coğrafyamızda Kürt hareketi ile başlayan tüm kırılgan gruplara sirayet eden imha, inkar politikalarına inat hala sokakta, yılmadan mücadeleyi büyüten bir kadın hareketi var. Yaşamın kendisi kadınlar yeni yaşamı inşa etmek ve şiddetsiz bir dünya yaratmak için sınıfsız, sınırsız birbirlerinden güç alıyorlar. Bende bu mücadelenin ve dayanışmanın bir parçası olmaktan onur duyuyorum.

Kadın örgütlerine katılmanızın veya desteklemenizin sebebi neydi?

Ülkemizde eril şiddetin tarihçesi bugünle başlamadı. Doğal olarak bende çocukluğumdan itibaren şiddete bir şekilde maruz kaldım. Erkek devlet şiddetine karşı kadın örgütlülüğünde yer almamın miadı ev içi şiddettir. 

Bölgenizde kadınların en çok karşılaştığı sorunlar nelerdir?

Deprem bölgesinde yaşıyoruz. Hala barınma, sağlık, eğitim gibi temel sorunları çözecek politikalar üretilemedi. Şiddet karşısında kadını koruyan mekanizmalar işlemiyor. Kadınların bakım yükümlülüğü arttı. Pandemi sonrası, depremin etkisiyle kadınların büyük çoğunluğu işsiz kaldı. Buda zaten var olan yoksulluğu iyice derinleştirdi. Hava kirliliğinden kaynaklı sağlık sorunlara, temiz suya ulaşım zorluğu gibi sıkıntılarda kadına yük olarak geri döndü.

Sizce kadın mücadelesinin en büyük kazanımları neler?

İstanbul sözleşmesinin iptal edilmeye çalışılmasına, kadının kamusal alandan evine hapsedilmeye çalışılmasına rağmen kadınlar dayanışmanın mor rengi. Dünyada da ülkemizde de elbette geriye düşüşler var, ancak yılmadan yeniden başlayan bir kadın kitlesi de var. Kadının soyisim hakkı ile ilgili değişikliğe izin verilmemesi, çocuk yaşta ,erken, zorla evliliklerine meşrulaştırılmasına direnmek gibi

Çukurova’da kadın hakları konusunda en büyük eksiklikler neler?

Eksiklikten ziyade güç ile ilgili sıkıntılar var. Yoksullaşan ve mücadele için kaynak bulamayan kadınlar alanlarda daralma yaşıyor.

Yerelde kadınları daha güçlü kılmak için neler yapılabilir?

Sivil toplum örgütlerinin yerel yönetimlerle birlikte çalışması gerekir. Sığınma evlerinin artırılması, kadınların boşanma halinde istihdamını sağlayacak, barınma sorununu çözecek alanların yaratılması gerekir

Kadınların ekonomik bağımsızlığını kazanması için nasıl destekler sağlanmalı?

Eşitlik sağlanana kadar kadın kotası uygulanmalı.

Kadın örgütlerinin çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?

Kendi gücü oranında emeklerini ortaya koyduklarını düşünüyorum.

Sizce kadın örgütleri, kadınların gerçek sorunlarına çözüm üretebiliyor mu?

Genel olarak bir araya gelelim çay içelim gibi bir amaçla örgütlenen bir kadın hareketine dair deneyimim yok. Dünyada ve ülkemizde gelişmeleri takip edip, uzmanlık alanlarına göre refleks üretiyorlar. Mesela deprem bölgesinde kadınların hijyen malzemelerine ihtiyaç duyduğu dönemlerde buna yönelik çalışma yürüttüler.

Daha fazla kadının kadın örgütlerine katılması için ne gibi adımlar atılmalı?

Ekonomik olanakların yanı sıra bilinci artıracak çalışmalar yürütülmeli.

Ekonomik kriz sizi ve çevrenizdeki kadınları nasıl etkiliyor?

Ekonomik kriz deprem bölgesinde olmamız nedeniyle çevremizdeki kadınları ekstra etkiliyor. Bölgeye dair SGK’li işçi sayısında artıştan, istihdamdan bahsediliyor. Bölgeye inşaatlarda çalışan, hafriyat ya da yol yapım gibi işlerde çalışacak çok sayıda emekçi geldi. Ancak bunların hiçbiri kadın istihdamı değil.

Kadın girişimcilerin ayakta kalması için nasıl destekler sağlanmalı?

Kooperatifler kurularak, belli bir süre aidat ve vergi alınmadan üretimine destek verilmeli.

Kadın emeğinin görünürlüğü ve değeri konusunda neler düşünüyorsunuz?

Kadın emeği güzelleştirir, farklılaştırır. Kadın naiftir, kapsayıcıdır, çok yönlü düşünceye açıktır. Kattığı değer o yüzden kıymetlidir.

Kadın hakları konusunda en umut verici gelişmeler neler?

Siyasi iktidarın kadını kamusal alandan çıkarma girişimlerini püskürtmek konusunda tüm çalışmaları başarılı buluyor. Nafaka hakkı, medeni kanun,  6284 ve İstanbul sözleşmesine sahip çıkma konusunda hala direngen bir irade kadınlar

Gelecekte kadınlar için nasıl bir dünya hayal ediyorsunuz?

Şiddetsiz, sınıfsız, sınırsız bir dünya hayal ediyorum.

Çukurova’daki kadınlar için somut değişimler sağlamak adına neler önerirsiniz?

Dayanışma ve birbirinden güç almak, deneyim paylaşmak adına daha sık bir araya gelinmesini , sapada çalışacak kadınları ekonomik anlamda destekleyecek girişimlerde bulunulmasını öneririm.

PaylaşTweetGönderGönder
Önceki Haber

T.M.M.O.B. TÜRK ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI’NIN ADANALI DAHİ GENÇ HAKKINDA ALAY DOLU BEYANATI

Sonraki Haber

OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE SANAYİLEŞME-TARIM İŞLETMECİLİĞİ ve TEŞVİK-İ SANAYİ KANUNU

Sonraki Haber
OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE SANAYİLEŞME-TARIM İŞLETMECİLİĞİ ve TEŞVİK-İ SANAYİ KANUNU

OSMANLIDAN GÜNÜMÜZE SANAYİLEŞME-TARIM İŞLETMECİLİĞİ ve TEŞVİK-İ SANAYİ KANUNU

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarlar

  • Taner Taş
  • Yavuzhan Topaloğlu

Son Haberler

TÜRK-İŞ BAŞKANLARINDAN HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

TÜRK-İŞ BAŞKANLARINDAN HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

13 Ekim 2025

Türk-İş’e bağlı Türkiye Haber-İş Sendikası’nda kan değişimi… Şube Başkanı Mehmet Aslangöz’ün Sendika Genel Sekreteri olmasından dolayı boşalan Adana Şube Başkanlığına,...

BALKANLAR’DAKİ OSMANLI ESERLERİ

BALKANLAR’DAKİ OSMANLI ESERLERİ

29 Eylül 2025

Araştırmacı Prof. Mikov ülkede Osmanlı döneminden kalma 88 cami ve mescidin, geleneksel Osmanlı mimarisinden ayrılan, bilinmeyen yönlerini analiz ederek kitap...

TOROS TARIMDA BACALAR TEKRAR TÜTÜYOR

TOROS TARIMDA BACALAR TEKRAR TÜTÜYOR

29 Eylül 2025

Tekfen Holding bünyesinde Adana Serbest bölge ve Mersin’de Kurulu Toros Tarımda Mayıs ayında başlayan Toplu İş Sözleşme görüşmelerinin masada bağıtlanmamasının...

AK Parti Seyhan ve Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mustafa Tunç:“15 Temmuz kutlu bir direnişin tarihidir”

AK Parti Adana Büyükşehir Belediyesi ve Seyhan Belediye Meclis Üyesi Mustafa Tunç:“Büyük ve kutlu yürüyüşümüz sürüyor”

15 Ağustos 2025

AK Parti Adana Büyükşehir Belediyesi ve Seyhan Belediyesi Meclis Üyesi Mustafa Tunç, AK Parti’nin 24 yıl önce yola çıktığı “büyük”...

Haber Kare

Yerelden ve Dünya'dan En Güncel Haberler

  • Künye

Bizi Takip Edin

Son Haberler

TÜRK-İŞ BAŞKANLARINDAN HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

TÜRK-İŞ BAŞKANLARINDAN HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ

13 Ekim 2025
BALKANLAR’DAKİ OSMANLI ESERLERİ

BALKANLAR’DAKİ OSMANLI ESERLERİ

29 Eylül 2025

© 2024 Haber Kare | Bütün Hakları Saklıdır.

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dünya
  • Yerel
  • Aktüel
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Çalışma Hayatı
  • Analiz
  • Çevre
  • Basın Bültenleri
  • İlginç Anlar
  • Sağlık
  • Spor
  • Yazarlar
  • İlan
  • Genel

© 2024 Haber Kare | Bütün Hakları Saklıdır.

Abone Ol

Bültenlerimize Abone Ol

Email adresinizi giriniz

Teşekkürler, ilgilenmiyorum