Evvela kavramları yerine oturtmalıyız.
Sanat, toplumların eğitim araçlarındandır. Sorunların çözüm yollarından en mühim olanıdır. Bir çok konferans ile anlatamadığınız şeyi bir film, dizi, tiyatro ya da çizgi film ile anlatabilirsiniz.
Sanatın son derece kutsal bir görevi var. Sanat ile hemen her şey masaya yatırılabilir. Çözümün tek yeri siyaset değildir. Hatta siyaseti dahi etkileyebilir.
Sanatta olması ve olmaması gerekenleri tahlil edelim.
Olmaması gerekenler;
- Sanatın güzel kadın ya da güzel erkek yüzüne ihtiyacı yoktur
- Sanatın şatafatlı hayat görüntülerine ihtiyacı yok
- Sanat ideolojilere kurban edilmemeli zira ideolojler kördür
- Sanatın belden aşağı şakalara ihtiyacı yoktur.
Sanat yeteri kadar çekicidir zaten.
Sanatta olması gerekeler:
- Bugün dünyada engelli insan sayısı toplumların yüzde on beş gibi bir rakamını oluşturuyor ama onları beyaz perdede yeteri kadar göremiyoruz
- Dört yüz milyon yetim var. Milyonlarca hayat kadını var neden evlerinde değiller?
Neden bu rakam bu kadar yüksek bunlar incelenmeli. - Sömürge tarihi, dünya siyaset tarihindeki adil devletler ve devlet adamları, yolsuzlular, aile içi entrikalar beyaz perdeye aktarılmalı
- Dünyada her şeye rağmen güzel insanlar dün de vardı bugün de var. Bunlar da beyaz perdeye aktarılmalı
- Sanat umut vermeli, edebiyat ile içiçe olmalı zira edebiyat silahtır
- Sıfırdan bir yerlere gelmiş insanların ilham veren başarıları anlatılmalıEmek yüceltilmeli
- Haksız kazanç, hırs, köşe dönmecilik, adam kayırmacılık yerilmeli bunu yapanlar üzerinde mahalle baskısı oluşturur bu
- Aile, mahalle kültürü, erdem yüceltilmeliyüceltilmeli
- Olması gereken, halkın değerleri ile barışık sanatçı profili çizilmeli.
Her şeye rağmen hayat devam ediyor.
Sanatta elbet bir gün olması gereken yere gelecek. Sorunlara çözümün bir parçası olacak mamafih bir kültür aktarım silahı olmaktan ve kör ideolojilerin oyuncağı olmaktan kurtulacak.