Hatay’ın Arsuz ilçesinde Nazlı Karakoyun, yaşadığı 7 katlı apartmanın teras katından 7 Eylül 2023 tarihinde şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitirdi. Kadının cenazesi morga kaldırılırken aynı gün gözaltına alınan eşi Umut Karakoyun ertesi gün (8 Eylül) sevk edildiği İskenderun 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu. Olaya dair soruşturmasını tamamlayan İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, Umut Karakoyun hakkında “Eşi planlayarak kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırladı. İddianameyi kabul eden İskenderun 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Umut Karakoyun hakkında “Eşi planlayarak kasten öldürmek” suçundan dava açtı. Davanın ilk duruşmasına bugün İskenderun 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

BAROYA RED, BAKANLIĞA ONAY
Umut Karakoyun tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracığıyla duruşmaya katılırken; Nazlı Karakoyun’un ailesi ve avukatı, Hatay Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyesi avukatlar ve İskenderun Kadın Platformu duruşma salonunda hazır bulundu. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada; mahkeme heyeti, Hatay Barosu Kadın Hakları Komisyonu’nun davaya katılım talebini reddederken; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davaya katılım talebini kabul etti.

‘KENDİSİ DÜŞTÜ’
Duruşmada savunma yapan Umut Karakoyun, üzerine atılı suçlamayı reddederek, “Eşim klimayı tamir etmeye çalışırken dengesini kaybedip düştü” dedi. Umut Karakoyun, suçsuz olduğunu iddia ederek, tahliye ve beraatini talep etti. Müşterek çocuklar tanık olarak duruşmada dinlendi. Hazır aşamasında verdikleri beyanları yineleyen çocuklar; annelerinin şiddet gördüğünü, mutlu bir aile olmadıklarını ve anneleri İstanbul’da iken Umut Karakoyun’un kendilerine; “Annenizi öldürsem bana kızar mısınız?” dediğini anlattı.
‘SUÇLU, CEZALANDIRILSIN’
Nazlı Karakoyun’un annesi Kıymet Akıncı da hazırlık aşamasındaki beyanlarını tekrarlayarak, sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, Akıncı’nı talebini kabul etti. Akıncı da kızı Nazlı Karakoyun’un sistematik şiddete maruz kaldığını beyan ederek, sanığın kızını katlettiğini ve cezalandırılmasını talep etti.

Mahkeme heyeti; tanıkların dinlenmesi ve teknik deliller için duruşmayı 12 Aralık 2024 tarihine erteleyip, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
NE OLMUŞTU
DNA ANALİZLERİ
Savcılık iddianamesinde, hem sanığın hem de tanıkların savunmalarına yer vererek, Adli Tıp Kurumu Diyarbakır Grup Başkanlığı’nın Nazlı Karakoyun ile ilgili düzenlediği rapora dikkati çekti. Raporda ise, Nazlı Karakoyun’a ait vajinal ve anal sürüntü örneklerinde sperm hücresi görülmediği, şüpheliye ait DNA profiliyle uyumlu olmadığı, Nazlı Karakoyun’un sağ el ve sol el parmaklarından alınan tırnak altı sürüntü örneklerinin DNA analizine cevap vermediği, şüpheliye ait sağ el ve sol el parmaklardın alınan tırnak altı sürüntü örneklerinin birbiriyle uyumlu erkek cinsiyetli DNA profili olduğu ve Nazlı Karakoyun’a ait DNA profiliyle uyumlu olmadığı tespit edildiği belirtili.
KRİMİNAL İNCELEME
Kriminal uzmanlık raporuna da yer verilen iddianamede, olay yerinden, bina damı ve çevre damı üzerinden elde edilen vücut izlerinin, yeterli karakteristik özellikler tespit edilemediğinden şüpheliye veya yaşamını Nazlı Karakoyun’a ait olup olmadığının tespit edilemediği, Nazlı Karakoyun’un cenazesinden alınan parmak izleri ile kendisine ait sistemden alınan parmak izi ve kimlik bilgilerinin aynı olduğu belirtildi. Nazlı Karakoyun’un ölümünün, genel beden travmasına bağlı olarak kafatası, yüz, çok sayıda kot ve ekstremite kemik kırıkları ile büyük damar ve iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği kaydedilen iddianamede, “Kişinin ölümüne neden olan travmatik değişimlerin tamamının, olay yeri inceleme raporunda özellikleri kayıtlı yerden yüksekten düşme ile husüllerinin mümkün olduğu, yüksekten düşme eyleminin kişinin kendi iradesi ile mi, bir başkası ya da başkalarının etkisi ile mi ya da kazayla mı meydana geldiği hususunda tıbben değerlendirme yapılamadığı, olayın adli tahkikat ile aydınlatılmasının uygun olacağı oy birliğiyle mütalaa olunur” denildi.
İDDİANAME: CİNAYET PLANLI İŞLENDİ
Olayın binanın teras katında yenen akşam yemeği esnasında meydana geldiği belirtilen savcılık iddianamesinde, “…. maktulün müşterek çocuklarla birlikte akşam yemeği yedikleri, yemek sırasında şüpheli ile eşi olan maktul arasında gergin bir hava olduğu, önce müşterek çocuklardan S.K.’nin sonra da Y.K.’nin terastan evlerine indiği, yemek masasında kahve içtikleri sırada şüpheli ve maktul dışında kimsenin terasta bulunmadığı, olaydan önce maktulün C. R. isimli şahısla olan mesajlaşmasını kızının telefonunda görmesi nedeniyle öfkeli olan ve eşi olan maktulü öldürmeyi planlayan şüphelinin kullanımına uygun şekilde akşam yemeğini terasta mangal yapmak suretiyle gerçekleştirdiği, terasın orta kısmında olan masa ve sandalyeyi teras kenarına taşıdığı ve müşterek çocukları eve gönderdikten sonra kahve içmekte olan maktulü kucaklayarak terastan zemine doğru attığı, olay yerine gelen doktorun maktulün ölümünü tespit ettiği ve bu suretle şüphelinin üzerine atılı ‘Eşe karşı planlayarak kasten öldürme’ suçunu işlediği anlaşılmıştır” ifadelerine yer verilerek, failin cezalandırılması talep edildi.