Bakara 75 – Şimdi bunların, size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir grup vardı ki, Allâh’ın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile onu tahrif ederlerdi.
(Tevrat, Zebur, İncil ve suhufların mânâlarını, lafızlarını bozan, yok eden, ortadan kaldıran, yanlarında gizleyen bir hizbuşşeytan yani şeytanın taraftarları vardır. Bunlar hıristiyana Hıristiyan, museviye Musevi, müslümana Müslüman gözükür. Kur’an’ın lafzına dokunmayacaklarını anlayınca türlü yalanlarla içeri sızdılar suret-i hak’tan gözüktüler. İlk başlarda son derece ehl-i sünnet davranıp sonra zehirlerini kustular. Ama Kur’an okuyanlar, tefsir okuyanlar bunlara kanmadı. Kanmaz da.
Batınıye de bu şer yollardan biri;
“Batınıye; ayet ve hadislerin zahiri ve Batıni mânâlarını ayrımına tabi tuttuktan sonra hakiki mânânın Batıni mânâ olduğunu savunarak bunu da seçilmiş kişilerin bildiğini iddia eden anlayıştır. Bunlar genelde gizli teşkilat yapılarına shiptir. İsmailiye kökenli batınıye grupların başında ‘imam’ denen en üst düzeyde idareci bulunur. Onun altında ‘hüccet’. Onun altında ‘dai’. Örgüt içinde Batıni lidere bağlılık yeminleri ettirilir. Büyük Selçuklu sultanlarının kararlı mücadelesi sayesinde batıniye’nin gücü kırılmıştır. Abdullah bin sebe’nin, Sebeiyye, ismailiye, Hurufilik, galiyye, takıyye, ibahiye kavramlarının öğrenilmeli, talim edilmeli.
Galiye; Kur’an ve sünnetin çizdiği sınırları aşan, zarurat-ı diniye denen esaslara aykırı inançları ve görüşleri kabul etmeye ‘dinde aşırılığa gitme’ anlamına gelen ‘gulüv’ denir. İslam toplumunda erken dönemlerde aşırı(gali) görüşler genellikle şia içinden çıkmıştır. Şia’nın Hz Ali’yi Allâh tarafından seçilmiş özel bir şahıs olarak görmesi ve bu sebeple aşırı sevgi göstermesinin etkisi vardır. Ve böylelikle gali görüşlerin temeli atılmıştır. Fakat şia ile bağlantısız akımlar da bulunmaktadır.
Gali fırkaların belli başlı görüşleri;
1- insanı ya da başka varlığı ilahlaştırmak
2- Allâh’ı insana benzetmek
3- Bazı şahıslar için nübüvvet iddiasında bulunmak
4- Emir ve yasakların bazılarını inkar
5- Manevi bir dereceye ulaşan kuldan yükümlülüklerin kalkacağına inanmak
6- Ahireti inkar ve tenasühe iman
Abdullah ibni sebe; İslam tarihinde gali görüşlere sahip bilinen ilk şahıs Abdullah ibni sebe’dir. O, Hz Ali’nin vefat etmediğini bir gün geri geleceğini söylemiş ve bu söylemini Hz Ali’nin ilah olduğuna kadar götürmüştür.
Dürzilik; İslam’ın hükümlerinin geçerliliğini yitirdiğini iddia eder. Allâh’ın insanlara hulul ettiğini kabul eder.
Bahailik; hz Peygamber efendimiz s.a.v’in son peygamber olduğu ilkesini reddeder.
Bkz. Tc Diyanet Temel İslam ansiklopedisi”
Bunların en önemli ikna yollarından biri de; hak yola hizmet ederken haramlar işlenebilir söylemleridir. Halbuki biz ayet ve hadislerle mükellefiz. O yolun sonu yok.
Münafık bir yalanı doksan dokuz doğrunun arkasına koyar.