Kur’an-ı kerimde net olarak 2 hadise vardır ki buna göre peygamberler halkın davalarını dahi çözmüşler. Hatta Davud-as- sultan ve peygamber olmasına rağmen halkın en basit denecek davaları ile ilgilenmişler. Bütün peygamberlerin ortak amaçlarından biri de; adaleti tesis idi. Arapça da mübalağa sanatı vardır. Mesela; yarattıklarının sayısınca sana hamdolsun, duasında sınırsız-sayısız anlamına gelen mübalağalı ifade kullanılmıştır. Burada da ekin tarlasına giren koyunlar ve iki davalının gene koyun davası örnek gösterilmiş. Yani en küçük davalarına kadar halk ile ilgilenmişler Peygamberler. Kanaat önderi konumunda olanlar bu hususa çok dikkat etmeliler, gelene değil, gönderene bak kaidesince. Ve davaları çözmek çok büyük sevaptır da.
21/ el-Enbiyâ -78-79-80- Davud ile Süleyman’ı da hatırla. Hani bir ekin tarlası hakkında hüküm veriyorlardı. Çünkü halkın koyunları o ekine girmişti. Biz de hükümlerine şâhid olmuştuk. Biz hüküm vermeyi Süleyman’a kavratmıştık. Zâten her birine hükümrânlık ve ilim vermiştik. Davud ile birlikte, Rabbini tesbih etmeleri için dağları ve kuşları onun emrine verdik. Bunları yapan Biz idik. Bir de Davud’a, sizin için, zırh yapma san’atını öğrettik ki, savaşlarınızda sizi korusun. Şimdi siz şükrediyor musunuz?
38/ Sâd -17-18-19-20-21-22-23-24-25-26- Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güçlü kulumuz Davud’u hatırla. O, Rabbine çok yönelen bir kimse idi. Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye Biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Davud’un emrine verdik. Onların her biri Rabbine yönelmişlerdi. Biz Davud’un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakk ile batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik. Sana dava’cıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak ma’bede girmişlerdi. Hani Davud’un yanına girmişlerdi de Davud onlardan korkmuştu. Onlar, “Korkma! Biz, iki dava’cı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adâletle hükmet. Zulmetme ve bizi hakk yola ilet” dediler. İçlerinden biri şöyle dedi: “Bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benim ise bir tek koyunum var. Böyle iken “Onu da bana ver” dedi ve tartışmada beni yendi.” Davud dedi ki: “Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek sûretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır.” Davud Bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Rabbine yöneldi.
Biz de bunu ona bağışladık. Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır. Ona dedik ki: “Ey Davud! Gerçekten Biz seni yeryüzünde halîfe yaptık. İnsanlar arasında hakk ile hüküm ver. Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Rabbinin yolundan saptırır. Rabbinin yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azab vardır.”






