Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi’ne bağlı Taşvaşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, köye bir buçuk kilometre mesafedeki Eğertutmaz Deresi’nde bir çuval içinde bulundu. Güran’ın cenazesi otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürülürken, mahalle mezarlığında mezar kazıldı.
AİLE BİREYLERİ GÖZALTINDA
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında anne Yüksel Güran, baba Arif Güran ve Narin Güran’ın 3 amcası gözaltına alındı. Ayrıca Narin Güran’ın arama çalışmaları sırasında kolunda ısırık izi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan ve sonrasında İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından izlerin kime ait olduğunun tespit edilmemesi gerekçesiyle serbest bırakılan kardeşi Enes Güran da soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Otopsi işlemi için ATK’ye götürülen Narin Güran’ın ağabeyi Baran Güran da gözaltına alınanlar arasında. Güran’ın otopsi işlemleri tamamlandı.

Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsi ardından Güran’ın cenazesinin yarın aile yakınlarına teslim edileceği ve Taşvaşantepe Mahallesi’nde toprağa verileceği belirtildi. Diyarbakır ATK önünde bekleyen Güran’ın akrabaları da evlerine döndü. Otopsi işlemlerinden çıkan Amed Baro Başkanı Nahit Eren, ön otopsi raporunun ve ilgili detayların yakında başsavcılık tarafından kamuoyu ile paylaşılacağını belirtti. Eren, Narin Güran’ın otopsi işlemine ilişkin bilgi verdi: “Ceset deforme olmuş, ölüm sebebi daha netleşmedi. Ölümün sebebini tespit etmek patolojik ve biyolojik araştırmaların sonucuna bağlı. Büyük ihtimalle bu konuda ilgili makamlar da bir açıklama yapar.” dedi.

ÖLMESİNLER…
Adana’da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, Narin Güran’ın durumuna dikkat çekmek amacıyla Atatürk Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada kadınlar, Narin Güran’ın resimlerini taşıyarak, “Narinler ölmesin çocuklar yaşasın” diye çağrıda bulundu.
ÇOCUKLARIN KADERİ ÖLÜM DEĞİLDİR
Platform adına basın metnini okuyan Ecem Sena Mutlay, “Çocukların kaderi ölüm değildir.” deyip; “Gerçekleri susarak ortadan kaldıramazsınız. Daha kaç çocuk daha Narin gibi küçücük yaşta hayattan koparılacak? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne iş yapıyor? Bakanlığın görevi sadece ailelerin ne kadar kutsal olduğunu anlatmak mı? O ailelerde çocuklar neler yaşıyor sormaz mısınız?” diye sordu.
ÇOCUK KORUMA KANUNU’NU UYGULAYIN
Mutlay, “5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu var, tıpkı 6284 gibi. Kanun etkin uygulansın ki çocuklar yaşasın, özgürce yaşayabilsin. Lanzarote Sözleşmesi var, tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi. Uygulansın ki başka Narinler öldürülmesin. Yarın okullar açılıyor. Okullarda risk tarama formları uygulansın. Uygulansın ki çocuklar istismar edilmesin. Çözüm uzakta değil. Sözleşme, yasa etkin uygulanırsa çocuklar yaşayacak. Eşitçe yaşayacak. Narin’in de yarın okula gidecekti. Olması gereken yer sınıfıydı. Bir çocuğa daha ne oldu diye sormak istemiyoruz. Sormamak için mücadele edeceğiz.” dedi.