İNSANIN YARATILMIŞ
Kur’ân-ı kerim insanın yaratılış evrelerini şöyle anlatır:
*(1) SÜLÂLE (2) NUTFE (3) ALEKA (4) MUDGA (5) IZAM (6) EMŞAC (7) MENİ’ (8) ALÂK (9) TÜRÂBÎ (10) TIYN (11) SALSÂL (12) HAME (13) MESNUN (14) FEHHAR (15) MÂÎ (16) ARZ (17) CENİN
(1) SÜLÂLE; bir şeyin sülâlesi o şeyden sıyrılıp çıkarılan bir netice demektir. Evlat ve zürriyete de sülâle ıtlak olunması bu mânâ iledir. Âyetin zâhiri bu sülâlenin Âdem’den evvel olmasıdır. Hâlık Teâlâ evvelâ çamurdan ıstıfa’ (bir şeyin hâlisini, temizini seçip alma) ile bir sülâle çıkarmış ve insanı ibtida o sülâleden halk eylemiştir. (Elmalılı Tefsiri)
Toprakta bulunan bütün atom çeşitlerinin insan bünyesinde bulunduğunun keşfedilmesi bu mübârek âyetin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
(2) NUTFE (a.i.c:nutuf); 1-fizy.döl suyu, atmık, sperma 2-duru, saf su.
-Nutfe, meni’den bir cüz olan hâlis tohumun adı olduğu anlaşılır. Meni’ içindeki tohumun ismi.(Elmalılı Tefsiri)
(3) ALEKA; donuk pıhtı kana ıtlak edilir. (Elmalılı Tefsiri)
(4) MUDGA; bir çiğnem et parçası. (Elmalılı Tefsiri)
(5) IZAM; arkasından mudgayı ızam yarattık. Yani bir çiğnem et parçasından bir takım kemikler yarattık ki bunlar hikmetin muktezası üzere bedenin çatısını teşkil eden direkleridir. (Elmalılı Tefsiri)
(6) EMŞAC; karıştırılmış şeyler demektir. Müfredi (tekil) “meşc”dir. Beyazdaki kırmızılığa, kırmızıdaki beyazlığa ‘emşac’ denir. (Ö.N.Bilmen)
-Kandan karışımlar ya da katkılar. (Râgıb el-İsfehâni)
23/ el-Mü’minûn -12- Şânım hakkı için Biz insanı çamurdan, bir sülâleden yarattık.
13- Sonra onu oturaklı bir karargâhta bir nutfe yaptık.
14- Sonra o nutfeyi bir aleka (kan pıhtısı) yarattık, derken o alekayı bir mudga yarattık, derken o mudgayı bir takım kemik yarattık, derken o kemiklere bir et giydirdik. Sonra bambaşka türlü bir yaratılışla yarattık. Bak ne şanlı o RABBİN yaratanların en güzeli.
76/ el-İnsân -2- Şüphe yok ki Biz insanı karışık bir damla sudan yarattık.
(7) MENİ’ (*)
*Meni’ (a.s.menâat’den); biy.döl suyu, bel suyu.
75/ el-Kıyâme -37- Onun aslı, bir nutfe dökülen meniden değil miydi?
38- Sonra ana rahmine tutunan yapışkan bir hücre oldu da, Rabbi onu yaratıp düzenledi.
39- Ondan erkek ve dişi olarak her iki cinsi yarattı.
(8) ALÂK
96/ el-Alâk -2- O insanı alâk’tan yarattı.
-Alek, rûhanî ve mânevî olarak “alâka” gibi aşk ve sevgi mânâsına geldiği de lûgatta açıklanmıştır. (Elmalılı Tefsiri)
(9) TÜRÂBÎ (*)
*Türâbî (a.s.); toprağa mensup, toprakla ilgili, topraktan.
-Toprak ya da toz. (Râgıb el-İsfehâni)
3/ Âl-i İmrân -59- Doğrusu RABBİN katında Îsâ’nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem’in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona “ol!” dedi, o da oluverdi.
18/ el-Kehf -37- Bunun üzerine kendisiyle münâkaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi: “Seni topraktan, sonra seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi inkâr ediyorsun?“
30/ er-Rûm -20- O’nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz.
(10) TIYN (*)
*Tıyn (a.i.); çamur, balçık.
6/ el-En’âm -2- Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdîr eden O’dur. Tayin edilen bir ecel de (kıyamet zamanı) O’nun katındadır. Sonra bir de şüphe ediyorsunuz.
(11) SALSÂL (*)
*Salsâl; ses verir, vurulduğu zaman tıngırdar, kuru pişmemiş çiğ çamur.
15/ el-Hicr -26- Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
(12) HAME; uzun müddet su ile yumuşayıp tagayyür (başkalaşma) etmiş cıvık kokar çamur. Yani balçık.
(13) MESNUN; sürtülmüş, kazınmış, bilenmiş.
(14) FEHHAR (*)
*Fehhar; saksı gibi çin çin ses verecek kadar kurumuş, hayattan uzak kuru toprak. Tuğla, kiremit gibi. (Elmalılı Tefsiri)
-Efendimiz-aleyhisselâm-buyurur; “Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem ise topraktandır.”
55/ er-Rahmân -14- RABBİN insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.
(15) MÂÎ
25/ el-Furkân -54- O RABBİN’dır ki su’dan bir beşer yarattı.
(16) ARZ
(17) CENİN (*)
*Cenin; henüz doğmamış çocuk, ana karnında bulunduğu sürece. Arz; Hz.Âdem-aleyhisselâm- veya gıdalar. Gıdalar topraktan olur, gıdalardan da nutfe olur. (Fahreddin razi)
53/ en-Necm -32- Sizi arzdan inşa ettiği sıra ve sizler analarınızın karınlarında cenînler iken, şimdi nefislerinizi tezkiyeye kalkışmayın O’dur en bilen müttakî olanı.
Şu Âdem dedikleri el ayakla baş değil
Âdem mânâya derler sûret ile kaş değil.
*
Gülmüdür, bülbülmüdür şol zâr-ı efgân eyleyen
Ten midir ya dil midir hem arşı seyrân eyleyen!