“Kazancın onda dokuzunun ticârettedir.!” (Münâvî, Feyzü’l-kadir, 3/220)
Cesur tüccar merzuk, korkak tüccar mahrumdur.
Salim bin Abdullah yoluyla, babası ibni Ömer’den rivayetle, Ömer-ra- oğullarına şöyle demiştir: Sabah olduğu zaman farklı yerlere dağılın ve tek evde toplanmayın. Çünkü ben birbirinizle ilişkinizi kesmenizden veya aranızda bir kötülük çıkmasından korkuyorum. (Buhari-Edeb-ül Müfred 415.hadis)
(Alıcı olmadığınız halde, fiyatları kızıştırmak için) müşteri ile satıcının aralarına girmeyin.
Rasûlullâh @buğday satan bir adama rastladı. Satıcıya: “Nasıl satıyorsun?” diye sordu.
Adam da kendince anlattı. O esnada Allâh Rasûlü@ de elini çuvala daldırdı ve buğdayın ıslak olduğunu gördü. Bunun üzerine; “İnsanların görmesi için ıslak olanı üst tarafına koysaydın ya! Aldatan bizden değildir.” buyurdu. (Müslim, İman, 164)
(Meşru) bir işten (helâl rızık) kazanan kimse o işe devam etsin.
Alış-veriş yapanlar birbirlerinden ayrılıncaya kadar muhayyerdirler. Eğer doğru söyler ve (her şeyi) beyan ederlerse bu alış-verişleri her ikisi hakkında da mübarek kılınır. Gerçeği gizlerler ve yalan söylerlerse, alış-verişlerinin bereketi kalmaz. Alış-verişlerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin malı rağbetli, kazancı bereketsiz kılar.
Allâh, satıştaki müsamahayı, satın alıştaki müsamahayı, ödemedeki müsamahayı sever.
Birinizin satışı üzerine başkanız satış yapmasın.
Ey insanlar Allâh’a karşı muttaki olun ve (dünyevi) talepte mutedil olun. Zira hiç bir kimse yoktur ki, (Allâh’ın kendisine takdir ettiği) rızkını eksiksiz elde etmeden ölmüş olsun. Rızkı gecikse bile ona mutlaka kavuşacaktır. Öyleyse Allâh’tan korkun ve talepte mutedil olun, (gayr-ı meşru yollara sapmayın), helâl olanı alın, haram olanı terk edin.
Gerek satıcı ve gerekse alıcı iken kolaylık gösteren kimseyi Allâh cennete koydu.
Himmet yönüyle insanların en yücesi hem dünya hem de ahiret işine himmet gösteren mü’mindir.
İçilmesi haram olanın satılması da haramdır.
Kıyamet günü tüccarlar fâcirler (günahkârlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allâh’tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doğruluktan ayrılmayanlar müstesna.
Kim bir Müslümanın ikâlesini (yani alım-satım akdini feshetmesini) kabul ederse, Allâh da onu düşmekten kurtarır.
Kim bir şeyi ayıbını açıklamadan satarsa daima Allâh’ın gadabına ve meleklerin lânetine maruz kalır.
Kişi elinin emeğiyle kazandığından daha temiz bir kazanç elde etmemiştir. Kişinin nefsine, ailesine, çocuğuna ve hizmetçisine harcadığı sadakadır.
Malını satışa arzeden rızka erer, muhtekir (pahalanması için satmayıp bekleten)de lanete uğrar.

- Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması haramdır.
- Satış her iki tarafın rızasıyla olur.
- Sattığın zaman tart, satın alınca tarttır.
- Tarttığınız zaman tartınızı ağır yapın.
- Zahirenizi ölçünüz ki, sizin için bereketlensin.
- Âdemoğlunun gözünü topraktan başka bir şey dolduramaz.
- Alışverişte vukû bulan lüzumsuz sözler ve yemînler olur. İşe şeytan ve günâh karışır. Ticâretinizi sadaka ile karıştırınız (temizleyiniz)!
- Allâh, sizin namazlarınıza, oruçlarınıza değil, para ile münâsebetlerinize bakar.
- Doğru tâcir, kıyâmet günü Arş’ın gölgesindedir.
- Riba’nın her çeşidi ayaklarımın altındadır!
- Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi maldır.
- Hikmetin başı Allâh korkusudur.
- İnsanlara öyle bir zaman gelir ki, kişi malı helâlden mi, haramdan mı aldığına hiç aldırmaz.
- Riba yiyen, yediren, kâtibine ve şâhitlerine lânet olsun. Onlar müsâvidirler.
- Utanmadıktan sonra dilediğini yap.
- Veren el alan elden üstündür.
- “Âdemoğlunun iki dere dolusu malı olsa bir üçüncüsünü ister.”
- “Malı piyasaya süren kazanmış, muhtekir(pahalıya satmak için bekleten karaborsacı ise),mel’un’dur Allâh’ın lânetine uğramıştır.” (ibn Mace, Ticârât, 6)
- “Ey Amr, sâlih kişi için sâlih mal ne güzeldir!” (Ahmed b. Hanbel, IV/197, 202)
- “Doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tâcir, nebîler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir.” (Tirmizî, Büyû, 4)
- “Adları batsın, umduklarına ermesinler ve hüsrâna uğrasınlar, kimlerdir onlar yâ Rasûlallâh!” diye sordu. Rasûlullah@ “Elbisesini (kibir ve gururundan dolayı kurula kurula) sürüyen, verdiğini başa kakan ve yalan yeminle malını pazarlayan!” buyurdu. (Müslim, Îmân, 171)
- “Altın ve gümüş paranın, kibir ve gurur taşıyan elbisenin kulu olan helak olsun!.. Çıkar düşkünü (muhteris) kişiye (dilediği) verilirse memnun olur, verilmez ise razı olmaz (ilâhî taksim ve takdire isyan eder).” (Buhârî, Rikak,10; Cihad, 70; İbn Mâce, Zühd, 8.)
- Müjdeleyin.! Çünkü çarşımıza mal getiren Rabbinin yolundan savaşan gibidir. Çarşımızda ihtikâra kalkışan vurgunculuk yapan ise Rabbinin kitabında inkârcı gibi addedilmektedir. (Ramuz el hadis 46)
- Valinin ticaret yapması hıyanettir.(Ramuz El Hadis)
- Verseler de sırtına ip alıp dağdan odun getirip satıp maişetini temin etmek senin için daha hayırlıdır.
- ”En sevimli amel:
Bir muhtacı doyurmak veya borcunu ödemek veya onun bir sıkıntısını gidermek”
Camiüssağir-Hadis - Çarşıya mal getirip değerinde satan sanki o gün hepsini tasadduk etmiş gibidir.
- Öyle günahlar vardır ki; kefareti ancak maişet temininde çekilen sıkıntılardır.
- Dört şey vardır ki bunlar sende bulunduktan sonra dünyadan yitirdiklerine aldırma; 1- Doğru söz 2-Emanete riayet 3- Güzel Ahlâk 4- Az yemek (Ramuz El Hadis 944)
- Dört şey vardır ki bunları kendinde bulunduran üzerine Allâh rahmetini saçar; 1- Yoksulu barındıran 2- Güçsüze merhamet eden 3- Köleye rıfk ile muamele eden 4- Ana babaya infak eden. (Ramuz El Hadis)
- Dört şeyden elde edilen para ile dört şey kabul edilmez;Hıyanet-Hırsızlık-Hile-Yetim malı ile kazanılan ile; Hac-Umre-Cihad-Sadaka kabul edilmez.. (Ramuz El Hadis 953)
- Dört sınıf vardır ki onlar cennet nimetlerinden mahrum olacaklar; 1-Devamlı içki içen 2- Na hak yere yetim malı yiyen 3- Ana babaya asi olan (Ramuz El Hadis 955)
- Dört şey cennet hazinelerindendir: 1- Sadakayı gizli vermek 2- Musibeti gizlemek 3- Sıla-i rahim 4- La havle vela kuvvete illa billah, demek.
- Kırk haslet vardır ki bunların en üstünü sağmal keçi vermektir. (Ramuz El Hadis 969)
- İnsan vefat edince 3 şey hariç ameli kesilir; 1- Sadaka-i cariye 2- Faydalanılacak ilim 3- Kendisine dua eden salih evlat (Ramuz El Hadis 857)
- Kişi malca ve yaratılışca kedisinden üstün olana değil, kendisinden aşağı olana baksın da ibret alsın. (Ramuz El Hadis 896)
- Başın derde girdiğin zaman “Bismillahir rahmanirrahim, vela havle vela kuvvete illa billah-il alliyül azim” de. (Ramuz El Hadis 914)
- Riba’nın en şiddetlisi Müslüman kardeşinin ırzı hususunda (şeref..vb) insanın haksız olarak onu tahkir etmesidir. (Ramuz El Hadis 941)
- Dört şey kendisinde bulunduran halis münafıktır: 1- Konuştuğu zaman yalan söyler 2- Söz verdimi sözünde durmaz 3- Anlaşma yaptığı zaman ihanet eder 4- Çekişmede bulunduğu zaman aşırı davranır. (Ramuz El Hadis 943)
Keşke iktisad ilgili hadisler tasnif edilip bir eserde toplansa. Nebevî çözümlere ihtiyacımız var. Peygamber tebliği, camiye hapsedilmemeli. Peygamberler, manevî-maddî her derdin devasıdır. Onları sadece manevî çözümler için hastalanınca ya da başımıza bir şey gelince müracaat kaynağı olarak görmek ne hazin. Tüm kayıplarımızın sebebi de bu değil m? O bizi çağırırken biz çözümü başka yerlerde aradık ve keder üstüne keder. Burada ilahiyatçılara, derneklere, vakıflara çok büyük görev düşmekte.
İlahiyat yüksek lisans yapan birine sordum;Cami-üs sağir okudunuz mu?
Cevap olarak şu soru ile cevap verdi-O ne?
Bir başka zaman bir kitapçıda 2 hafız hanıma sordum Kur’an kursu eğitmeni imişler.
-Buhari okudunuz mu?
Cevap-Hayır?