MEHMET ÇETİNBAŞ
Ah, o meşhur kayyumlar! 2016’da büyük bir demokrasi atılımı olarak giriş yaptılar sahneye. Malum darbe girişimi oldu, hemen ardından 674 sayılı KHK’larla ne oldu? İlk iş, HDP’li belediyelere kayyumlar atandı! Türkiye’nin demokrasi geleneği budur zaten: Bir anti-demokratik uygulamayı topluma yedirmek mi istiyorsunuz? Önce Kürtlerin üstüne çökün! Bu ezber hiç bozulmaz. Öyle de oldu. Yine ilk olarak HDP’li belediyeler nasibini aldı. Aradan 9 yıl geçti, kayyumların yalnızca Kürtler ve demokratik çevreler tarafından reddedildiği bir ülke manzarasına kavuştuk. Ne sürpriz ama!
Basında yer alan bir habere göre; Adana’da Murat ve Seda Çakmak çifti doğumdan sonra çocuklarına aşı yaptırmak istemedi ve topuk kanı aldırmadı. Sağlık Bakanlığının zorunlu tuttuğu uygulama sonrası aileye dava açıldı ve 2,5 aylık bebeğe kayyum atandı. Şaka değil.
Kayyum düzeni o kadar ilerledi ki artık belediyeler yetmedi, bebeklere bile kayyum atama noktasına geldik! Yerel yönetimlere yapılan kayyum atamalarının ‘hukukun üstünlüğü’ maskesiyle meşrulaştırıldığı yetmezmiş gibi, bu sefer mahkemeler aile düzenine de el attı. Neymiş efendim? Anne ve baba anlaşamıyormuş, o yüzden 2,5 aylık bebeğe kayyum atanmış! Çok mantıklı gerçekten, seçilmiş belediye başkanlarını görevden almakla çocukların ailelerini hiçe saymak arasında ne fark var ki?
Düşünün, bir devlet yönetimi düşünün ki halkın oyuyla seçilmiş kişileri görevden almayı alışkanlık haline getirmiş, şimdi de bireylerin özel hayatına el uzatıyor. Mesele belediyelerle sınırlı kalsa şaşırırdık zaten! Bugün bebeklere kayyum atanıyorsa, yarın doğmamış çocuklara da atanırsa kim şaşıracak? Belki de hamilelik sürecinde ‘kayyum ebeveynler’ atanır, böylece doğumdan itibaren herkes devlet denetiminde olur!
Ne de olsa Türkiye’de demokrasi ve hukuk, ihtiyaca göre şekillenen esnek kavramlar. Halkın iradesine zaten uzun süredir güvenilmediği ortada, şimdi de ailelerin çocukları üzerindeki hakları fazla görülmeye başlanmış. Çok ileri görüşlü bir yönetim anlayışı! Belki ilerleyen yıllarda insanların özel hayatlarına ‘vali’ de atanır, her eve bir kayyum projesi hayata geçirilir!
Artık ‘hukuk’ denilen şey, devletin hoşuna gitmeyen her durumda devreye sokulan bir müdahale mekanizması. Ama sorun değil! Kayyum sisteminin gelecekte hangi sınırları aşacağını bekleyip göreceğiz. Şimdilik sıradaki adımı tahmin etmeye çalışalım: Evliliklere kayyum mu, yoksa bireylere özel atanmış ‘devlet temsilcileri’ mi?