Esnaf Ali bey’den dinlediklerimiz:
“80’li yıllara yakındı. Bakkallar derneği vardı. Piyasada toptan satış yapan esnaf karaborsacılık yapıyor, malları stok yapıp vermiyorlardı. Şeker-yağ-pil-deterjan..aklına ne geliyorsa.
Sonra dernek boykot kararı aldı. Pazar günü bakkalları kapattık. Bu boykot bir zaman piyasayı canlandırdı ama gene devam ettiler. Arada bir dernek başkanı, tekrar boykot ederiz diye ikazlarda bulunuyordu.
Devlet baktı ki fiyatları tutamıyor, “FİYAT KONTROL KOMİTESİ” kurdu. Esnafa kâr sınırı koydu. Etiket zorunluluğu getirdi. Etikete alış fiyatı ve satış fiyatı yazılacaktı. Faturalar kontrol ediliyordu. Geliş fiyatı ile faturada yazan aynı mı diye. Müşterilerden tepki aldığımız dahi oluyordu. Denetçi halk olmuştu. Müşteri bazen-Bu fiyata aldın bu fiyata satamazsın, derdi.

Fiyat kontrol komitesi, müşteri gibi geliyordu. Bir gün geldiler denetlediler. 30 kuruşa alıp 35 kuruşa satmam gereken makarnayı 40 kuruşa sattığım için tutanak yazdılar. Bir ay sonra karakoldan ifadeye çağırıldım. Gittim. Giderken fatura ve yazılan tutanağı da götürmek zorunda idik. Baktım benden başka bir sürü esnaf var. Çaycı dahi vardı. Çay ve kahve fiyatları dahi kontrol ediliyordu. Esnaflarla konuştum. Hepsi fahiş fiyattan mal satmaktan buradayız dediler. Oradaki memur bana-Yarım kilo sarı samsun sigara getir dosyayı kapatayım, dedi. Mecburen hallettik. Bir ay sonra kendimi mahkemede buldum. Cezamı ödedim.

O zaman bu uygulamadan dolayı kızmıştım. Ama bugün görüyorum ki o sistem doğru imiş. 80’den sonra gelen serbest piyasa bir hata imiş meğer. Yaşayarak gördük. Serbest piyasa küçüğü bitirdi. Burada sadece; imalatçı-toptancı ve kayıt dışı çalışan pazarcılar kazanıyor. Asıl vergi yükünü çeken esnaf mağdur oluyor. Tekrar bu sisteme ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Hatta bu hadiseler beyaz perde de canlandırıldı.”