Kelime mânâsı; belirli bir ülkede, bir hükümete ve ortak kanunlara bağlı bir şekilde yaşayan bir topluluğun meydana getirdiği siyasî teşkilat.
Bir devletin aynı zamanda; vasıfları, vazifeleri, talepleri, dost-düşmanı vardır.
- Vasıfları
Bir devlette olması gereken vasıflar
- Bağımsızlık
- Adil olmak
“Şüphe yok ki Allâh, adaleti, lütuf ve keremde bulunmayı ve yakınlara ihtiyaçları olan şeyleri vermeyi emreder ve çirkin olan, kötü görünen şeylerle haksızlığı nehyeder; öğüt alasınız diye de size öğüt vermededir.”(Nahl 90)
- Herkese eşit mesafede olmak
Bir devlet dahilî ve haricî kararlar alırken manevî ve millî değerler mihenk taşı olmalı. Devleti yönetenlerin kimseye minnet borcu olmamalı.
“Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sâhib çıkmanız için şuub, kabilelere ayırdık. Şunu unutmayın ki ALLÂH’ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda en ileri olandır. Muhakkak ki ALLÂH herşeyi bilir, her şeyden hakkıyla haberdârdır.” (Hucurat -13-)
İkinci vasfı, adil olmak. Bu da olmazsa olmazlardandır. Adalet mülkün temelidir. Adalet sarsılırsa mülkün temelleri sarsılır.
Üçüncü vasfı, herkese eşit mesafede olmak. Bu hususta ışığını vahiyden alan devletler adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır bunlardan bir de Devlet-i Âl-i Osman’dır.
2. Vazifeleri;
- Halkın manevî ihtiyaçlarını temin
- Zekat toplamak ve dağıtmak
- Yetimleri korumak yetimin anası da babası da devlettir
- Dünya barışına katkı sağlamak
- Halkın can-mal-ırz güvenliğini temin. Her türlü tecavüze mani olmak
- Millî serveti muhafaza
- Haksız rekabeti engellemek
- Kolay yoldan para kazanmanın önünü kesmek
- Tabiatı bozmadan yatırım yapmak
- Üreterek-çalışarak kazanmayı teşvik
- Dürüst insanı ödüllendiren sistemler inşa’ etmek
- Arz-taleb dengesini muhafaza
- Tekelleşmeye mani olmak
- Atölyeciliği desteklemek.
3. Talepleri;
- Devlet halkdan kanunlara itaat ister
- Ama bu kanunlar eşitlik-adalet çerçevesinde olmalı. Millî ve manevî değerlerle uyum içinde olmalı
- Vergi taleb eder, zira en mühim gelir kaynağı bu. Hiç kimsenin vergi kaçırmak gibi mazereti olamaz ama bu vergi adil olmalı
- İcabında seferberlik taleb eder devlet.
- Dost ve düşmanları vardır(dahilî ve haricî)
- Cehalet; Tüm hataların anası. Hassaten haricî düşmanların istismarına açıktır. Evvela, bu sorunun ciddiyetinin farkına varmalıyız. Çözüm; eğitim. Ama hangi eğitim? Allâh korkusunu temel alan, vicdan karakollarını inşa’ eden eğitim olmalı. O zaman hapishaneye, güvenliğe giden para azalır. Aldanmanın en az olduğu bir toplumdur hedefimiz.
- Amaçsızlığın sonucu oluşan;Tefrika. Bir toplumun, ferdin amaçları olmalı. Psikolojik ilaçlardan çok amaca ihtiyacımız var. Amaç, kaldıraç görevi görür. Lakin soylu amaçlar olmalı. Toplumsal düşünmeyi ve davranmayı sağlayan, bizleri asgarî müştereklerde buluşturan amaçlar olmalı.
Bunun için; siyasîlere, üniversitelere, basına, sinemaya, tiyatroya büyük görevler düşmekte. Tefrika bir fitne’dir.“Vel-fitnetu eşeddu mine-lkatl sırrınca;Fitne katl’dan eşed’dir”(Bakara-191)
- Fakirlik. Devlet, başta insan kaynakları olmak üzere tüm kaynakları harekete geçirmeye çalışmalı. Doğal üretim teşvik edilmeli. Herkese şehre yığmanın, herkese ileri matematik öğretmenin anlamı yok. Varsın içimizden bazıları da kalifiye, işinin ehli iyi bir çoban olsun, kaliteli et, süt üretsin, usta olsun. Protein olmadan olur mu? Sultan Abdulhamid, çoban mektebi kurmuştur. Osmanlı tiftik keçisini teşvik etmiş, bu hayvandan elde edilen yün ile üretilen Moher yün kumaş dünyanın en kaliteli kumaşlarındandır. Bir toplum, acıda, savaşta aldığı yatırım kararlarını, sulh zamanları takip etmeli. Çünkü yokluk zamanı pek çetindir. O zaman alınan karalar çile süzgecinden geçmiştir. Toplumda tabii deri ve yün kullanımı tabii gıda kadar teşvik edilmeli bu yönde çalışmalar olmalı.
Arz-talebe dayalı, üreticinin-toptancının-perakendecinin kendi sınırlarında çalıştığı, tekelleşmeye geçit vermeyen helal piyasa inşa’ ve ihya edilmeli. Kullandığımız her şeyi üretebiliriz. “Allâh’ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler, Allâh, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allâh’tan korkun. Çünkü Allâh’ın azabı çetindir.”Haşr-7-
Fakirliğin bir sebebi de israftır. Nesiller israfa karşı eğitilmeli. Bu bereketsizlik sebebidir.
Hülasa, dünyada devlet tecrübesine sahip ender kavimlerden biriyiz. Yaşadığımız coğrafya sorunlu bir yer. Ekmek su kadar önemli enerjinin kapısı. Eğer tarihten ibret almazsak birbirimizi yemeye devam ederiz. Ve bu kavganın kazananı olmaz.
“Hep birlikte Allâh’ın ipine sımsıkı yapışın; parçalanmayın.” (Âl-i İmran 103)
“Allâh’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allâh sabredenlerle beraberdir.” (Enfal 46)
Tüm bu vazifeleri yaparken devlet şunu hiç unutmayacak: zümre mutluluğu değil umumun mutluluğu esas alınmalı her faaliyetin stratejik planında.