Dünya lîderlerinin görevi sâdece kendi ülke sorunları değildir. Kâinat bir bütündür. Özellikle Birleşmiş Milletlere bu hususta çok büyük görevler düşmekte. Sâdece barış için devreye giren bir arabulucu kurum olmaktan çok daha fazla görevleri var. Ve ülke lîderleri ekonomi hâricindeki konularda da ortak adımlar atmanın yollarını aramalı.
- Sağlık
Çeşitli hastalıklar var ki dünden bugüne ve yarına, insan olarak hepimizin sorunu. Kanser, hepatit, sedef, romatizmal hastalıklar, alzaymır…
- Çocuk Ölümleri
- Çevre
Bir Kızılderili atasözü vardır; biz çevreyi geçmişten mîras değil gelecek nesillerden emânet aldık. Aslında her şeyi anlatır nitelikte.
- Kaybolan Türler
Babam, köyümüzün deresinde yılan balıkları vardı ama şimdi neden yok diye hayıflanırdı. Ve sayardı şu şu kuş türlerini artık göremiyorum derdi. Hattâ köyde bir inek öldüğü zaman götürüp tarlaya atarlarmış, bir kaç saat içinde akbabalar gelir leşi temizlerlermiş. Şimdi biz onları ancak belgesellerde görüyoruz. Yavaş yavaş bizde aynı acıyı hisseder olduk. Çocukluk hâli ile anlamazmışız.Kaybolan türleri sorup soruşturmalı. Üniversitelerimiz bu hususta ortak çalışmalar yaparak tekrar kazanım yolları araştırmalı (tabi önce siyâseti bırakmalılar!) Amerika’da 196 millî park varmış. Aslında ülkemizde de “her vilâyete en az bir millî park” kampanyası başlatılsa çok güzel olur.
- Rüşvet
- Uyuşturucu Kullanımı Ve Ticâreti
- Sahte Para
- Terör
Terör var bir de terörü kullanan var.“Mâsum teröristler” diye kitap yazıldı. Tabi bu mâzeret olamaz. Ama dünyadaki bâzı devletler politikalarını gözden geçirirken bilmeliler ki; o teröristler bir gün, boynuz kulağı geçer, misâli kendilerine de meydan okurlar. Terörü besleyen örgütlerle ortak mücâdeleye girilmeli. Câhilleri tâ çocukluktan hâin emelleri için yetiştiren bu mekanizmaları kuranlar var.
- İşsizlik
Paylaşım kültürü geliştirilmeli. Devlet memurluğu insanların iş kapısı olmaktan çıkarılmalı. Devlet memur maaşlarını ödemek için ha bire yeni vergiler koymak zorunda bırakılmamalı. Süper emeklilik sistemleri kaldırılmalı. Devlet memurluğu iş kapısı hâline gelince ticâret, ziraat, sanat inkıtâ’a uğrar. Bu da bir toplum için felâkettir. Hep bana, anlayışının yerine bizim olsun anlayışı hâkim olmalı. Spekülatif, karaborsacı çalışmaların sonu olmadığı bilinmeli. Tekelci yapılanmanın yerine rekâbetçi, paylaşımcı yapılanmalar oluşturulmalı. Bunları teşvîk edici yasalar çıkarılmalı. İşsizliğe çözüm husûsunda “yenilik” önemli bir alternatiftir. Meselâ hâlâ ülkemizde güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi tesisleri istenilen boyutta değil. Meselâ çiçekçilik; Hollanda 16 milyon nüfusu ve Türkiye’nin %7’si büyüklüğündeki kara parçası ile 420 milyar dolar yıllık ihracat yapıyor. Ve bu ihracatın 54 milyar avrosu çiçekçilikten. İşsizliğin ülkeden ülkeye farklı nedenleri vardır. Ülkemizde ki nedenlerden birisi de bu yenilikçi anlayışın kâmil mânâda gelişmemiş olması. Dünya ile uyum içinde bir sanayileşme politikasının tam oturmamış olması. Hâlâ bir cep telefonu markamızın olmaması, otomobil markamızın olmaması gibi.
- Fâiz
Son kriz fâizi savunanların artık konuşacak bir şeyleri kalmadığının işâretidir. Faiz insanlık suçudur. Geçenler de Vatikan (Katolik Hıristiyanlığın merkezi) dahi krizden çıkış için “fâizsiz bankacılığı” teklif etti.
- Atanmış lîderler
Dünyamızın asıl sorunu bu!.. Çünkü dünya da nerde kargaşa varsa orada atanmış bir devlet başkanını olayın bir tarafında görmek mümkün. Ya fâil (yapan) ya da müsebbib (sebep olan olarak). Biz deriz ki: dünya devletleri seçimle iktidar değişiminin önünü açmalılar. Ülkeleri buna zorlamalılar. Özellikle Birleşmiş Milletlere bu hususta çok büyük görev düşmekte. Devrik liderler dışlanmalı her ortamdan. Ülkelerde iktidar değişimleri seçimle olmalı. Sandığın kutsallığı muhafaza edilmeli. Hattâ bütün dünya ortak seçim günü belirlese. Ne de güzel olur!
- Organ Ticâreti
Bilemiyorum söylenecek söz bulamıyorum. Cezânın caydırıcılığını kullanmak zorundayız. Milletlerarası ortak yasalar çıkarılmalı. Birinden kaçan ötekine sığınmamalı. Göze göz dişe diş..
- Fuhuş Ticâreti
Devletler bundan nemalanan grupları bir bir yok etmeli. Her defasında kadın haklarından, töre cinâyetinden bahsedenler acaba neden hayat kadınlarının sorunlarına hiç değinmezler. O kadınlar ellerinden bir kâğıt olmaktan öteye gitmeyen senetler alınarak dayakla, tehditle, şantajla evlere kapatılarak köle olarak çalıştırılırken neden bunları görmezden gelirler, töre çığırtkanları. 13-14 yaşında kız ve ne hazindir ki erkek çocukları dahi bu tezgâha düşüyor. Ve zamanla bakıyorsunuz görünüm olarak erkek ama “benim ruhum kadın” diyen bir ucube ortaya çıkıyor. Ve bu ticâret uluslararası boyut kazanmış durumda. Dünyada bilinen rakamlara göre bir buçuk milyon çocuk bu cinayete kuran gitmekte.
- Korsan Yayıncılık
Emek istismarcıları kayıt dışı yapılanmayı körüklemekteler.
15- Bilgisayar Virüsleri, Hekırlar
Ticâri hayata ket vuran, virüs üretip anti virüs program satmayı mârifet addeden korsanlarla uluslararası düzeyde ortak mücâdele şart.
- Merdiven altı Üretimler
Kanunlara uygun iş yapanları bezdiren bu kayıt dışı üretim şekli de maalesef üreticinin kâbusu.
Bu ortak sorunlar için tıpkı medeniyetler ittifâkı gibi ülkeler arasında ortak çalışmalar yapılmalı. Sorun ortak olduğu için çözüm de ortak aranmalı.
- Borsa Spekülatörleri
Bunlar dünya ekonomisini çıkmaza sokan gruplardır. Tamamen sansasyonel işlemlerle işi yokuşa sürmekteler. Kısa vâdede kazanan kendileri. Ama dünyaya verdikleri zarar çok fazla. Borsa da bir lira varsa beş liralık işlem yapılabiliyor. Yâni olmayan, hayâli bir para ile sanal âlemde para kazanıyorlar. Neymiş efendim”buradan devlete vergi gidiyor.” Bu verginin millete hiçbir faydası yoktur.Eldeki bir lira, el’deki bin liradan iyidir.
- Perakende Kapitalizmi
Dünyada sonu hüsranla biteceği artık kesinleşen bir perakende kapitalizmi oluşturuldu. Açılan AVM (alışveriş merkez)’leri, küçük perakende zincirleri adeta piyasayı zincire vurmuştur. Ama hep söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz; perakende halkın işidir, can simididir. Zenginlerin nakit ihtiyacını tedarik ettikleri bir yapı değildir. Tüm ekonomik sistemlerde ana hedef; işsizliği azaltmaktır. Hattâ bu noktada sınırlama getirilmesinden yanayız. Her isteyen istediği sayıda perakende zinciri kurmamalı. Kuramamalı. Hedef minimum işsizlik olduğu için. Nitekim Osmanlıda zenginlerin perakende sektörüne girmesi yasaktı! Zengin kesim toptancılıkla iştigal etmeli. Bu hem imkânları dar olanlar için hem de devlet için elzemdir. İşsizlik her kötülüğün başıdır. Oluşan bu sorunlarla devlet polisiyle, adliyesiyle meşgul olmak zorunda olmamalı.
