Allahtan başkasına kul olan başta nefsi olmak üzere sınırsız sayıda yalancı ilaha kul olur.
İnanç dışı her akım kişiyi nefsine, hazlara davet eder. Sonu elemdir. Hüzündür.
Eğer bir yaratıcı yok ise ibadetlerde kalbe gelen huzur nedir? Neden başka yerde alışverişte, seyahatte, nefsi tatminde bu huzur yok?
Nefsanî lezzetlerin başı var sonu var.
Bunlar neslin devamı için şart.
Lakin ruhanî lezzetlerin başı var sonu yok.
Artarak devam eder.
Hatta rüyalara yansır.
Derken vuslat ile her daim yaşanır.
Kul, nefsanî lezzetleri bir son olarak görürse işte orada takılıp kalır.
Nefsanî lezzetler hakikate ulaşmada bir basamaktır. Yaş ilerleyince o bizi terk eder. Eğer ruhanî lezzetleri aradı isek genç iken ne mutlu!
Aramakla bulunmaz bulanlar ancak arayanlardır.
İnsan aradığıdır.
Aramayan yaşamıyordur.
Spinoza der ki: Tanrı emretmez.
Peki şu an kim emrediyor bakalım:
– para tanrısı baronlar piyasaya,
– moda ikonu tanrılar kıyafete,
….
Hani Tanrı emretmezdi?
İşte peygamberler bizi kula ve nefse kulluktan kurtarır.
Allah’a kulluk yolunu talim eder.