Bir kadın kocasını mahkemeye verir-bana nikah mihir borcu var, der. Bunun üzerine hakim şahidlerin sahidlik edebilmeleri için kadının yüzünü açmasını emreder. Kadının kocası bunun üzerine-buna gerek yok iddiasinda haklı olduğunu kabul ediyorum, deyince kadın da-sen bana böyle incelik gösterdiğine göre herkes şahid olsun ki üzerinde olan bütün haklarımdan vazgeçtim.
Mutlaka Oku
TIK-TIK-TIK…
- Kim o?
- Hazırlan gidiyoruz.
- Sen kimsin? Nereye gidiyoruz?
- Sıran geldi. Gerçek evine gidiyoruz.
- Gerçek ev mi? Sen! Yoksa!
- Evet. Hadi gidelim.
– Dur bir dakika..bir sürü yarım işim var. - İş yarım kalmaz. Birileri tamamlar. Oyalanma artık.
- Çocuklar, onlar daha çok küçük, bari vedalaşsaydım.
- Sen olmadan da büyürler, hadi bekliyorlar.
- Bekliyorlar mı? Onlar da kim?
- Gidince görürsün.
- Anladım. Anladım ama kalbini kırıp, gönlünü alamadıklarım, iyiliğini görüp, karşılık veremediklerim var. Anlayacağın borçlu gitmek istemiyorum.
- Bunu zamanında düşünseydin!
- Zamanında mı? İyi de ben daha zamanım var sanıyordum.
- Hepiniz aynısınız.. Zaman dediğin, içinde bulunduğun an..Bunun ötesi yok.
- Keşke, keşke….
- Devam etme. Bugünü yaşarken hep yarın var gibi davrandın. Üstündeki üniformanın sorumlulukları var..Yerine getirmedin…Bu sana bir uyarıydı. Şimdi gitmiyoruz… Ama her an gidebiliriz..Bir daha geldiğimde önünde umut, arkanda pişmanlık olmasın!…