Adana’da Alevi Sivil İnisiyatifi, Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması düzenleyerek, Suriye’de Alevi toplumu başta olmak üzere farklı inanç gruplarına yönelik baskı, zulüm ve insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Açıklamaya, Alevi kanaat önderlerinin yanı sıra Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Başkanı Ali Yeral, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana milletvekilleri Müzeyyen Şevkin ve Ayhan Barut,CHP, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emek Partisi (EMEP) ve çok sayıda kişi katıldı. “Suriye’de barış laik ve demokratik düzenle gelecek” ve “Susmak katliama ortak olmaktır” pankartının açıldığı açıklamada sık sık, “Katliama hayır barış hemen şimdi”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı.

‘SURİYE’DEKİ İNSANLIK DIŞI UYGULAMALARA SON VERİLSİN’
Açıklamada ortak basın metnini Adana Alevi Kültürünü Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin Cavlak, okudu. Suriye’de 8 Aralık’tan bu yana özellikle Alevi topluluğuna yönelik darp, hakaret, küfür, işkence ve infaz gibi insanlık dışı uygulamaların devam ettiği vurgulayan Cavlak, bu tür eylemlerin belgelerle tespit edildiğini ve ulusal ve uluslararası kamuoyunun bu konuda harekete geçmesi gerektiğine işaret ederek, “Suriye’de insanlık dışı uygulamalara son verilsin” diye çağrıda bulundu.

‘KATLİAMLAR SON BULSUN’
Cavlak son olarak ise Alevi olarak taleplerini şöyle sıraladı:
*Özellikle Doğu Akdeniz Bölgesinde yaşayan biz Arap Alevi Camiasının mevcut durumdan dolayı yaşadığı huzursuzluğu görevde bulunan yetkili tüm siyasilerin anlamasını ve ivedi olarak Suriye’de bulunan ve tüm coğrafyayı tehdit eden baskı, zulüm ve katliamların son bulması için somut girişimlerin yapılmasını istiyoruz.
- Her şeyden önce, Suriye’deki Alevi akrabalarımızı ve süreçten müzdarip inanç ve etnik grupların can, namus, mal ve inanç özgürlüğünün acilen güvence altına alınması.
- Mezhep, ırk ve ideolojilere göre bölünmüş küçücük bölgeler şeklinde değil de vatan bütünlüğünü korumuş tam bir Suriye Devletinin kurulması.
- Suriye’deki tüm farklı din, mezhep ve ırkların nüfusları oranınca temsil edileceği bir hükümetin, en yakın bir zamanda demokratik ve şeffaf bir seçimle başa gelmesi.
- İslami vahşeti baltalayan, Emevî / Selefi görüşünde olmayan başta Alevi akrabalarımız olmak üzere, her kesimi dışlayan mezhepçi ve kafatasçı tüm söylemlerin yazılı – sözlü ortamlar ile Cuma minberlerinden acilen kaldırılması ayrıca türbe ve kutsal mekanların zarar verilmesinden vazgeçilmesi.
- Kan akmasın diye hiçbir direnç göstermeyen ve silahlarıyla beraber teslim olan, on binlerce masum Suriyeli Alevi / Şii askerlerinin hapis ve işkencelerine son verilip serbest bırakılmaları.
- Yokluk, ölüm ve katliamdan kaçıp Türkiye’deki akrabalarının yanına gelmek isteyen kadın, çocuk, hasta, din adamı ve ihtiyarlar için Yayladağı sınır kapısının açılması ve güvenli bir koridorun oluşturulması.
- İş ile memuriyetten atılıp maaşları kesilen ve ölüm korkusundan dışarı çıkıp çalışamayan milyonlarca Alevi akrabamızın, açlık ve yokluk ihtiyaçlarını giderecek ayni ve nakdi yardım kampanyası düzenlememiz için gerekli kolaylığın sağlanmasını istiyoruz. Yukarıda belirtilen taleplerin yerine getirilmesi konusunda bugüne kadar çabalarımızı tüm yetkili organlar bilmekte ve demokrasi insan hak ve özgürlükleri bağlamında üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri tarihsel bir sorumluluk olduğunu buradan dile getiriyoruz.”
‘DEVRİMCİLERSE SÖYLEYİN KATLİAM DURSUN’
Cavlak ardından konuşan ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan, Suriye’de yaşanan mezhep çatışmalarına karşı birlik ve beraberlik çağrısı yaparak, Suriye’de yaşayan halkların kardeşce yaşamasını istedi. HTŞ’nin kendisinden olmayana tahammülünün olmadığını belirten Aslan, “Bugün Suriye’de cihatçı gruplar, farklı inançlara tahammülsüzlük göstererek baskı ve zulüm uyguluyor. Bu zulmün durdurulması için Türkiye Cumhuriyeti’nin bir adım atması gerekiyor.Bu zulümü durduracak olan da Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten AKP iktidarıdır. Çünkü biz şunu biliyoruz ki AKP iktidarı BAAS rejimi döneminde bağırarak; orayı bölen, orada savaş çıkartan anlayışı desteklediler. Suriye Özgür Ordusu’nu bu topraklarda yetiştirdiler. Ve bugün HTŞ 8 Aralık’ta Suriye rejimini ele geçirirken bu ülkenin Dışişleri Bakanı, bu ülkenin MİT Müşteşarı koşarak oraya gittiler. O zaman buradan Adana’dan tekrar sesleniyoruz. Ey hükümet, eyAKP iktidarı, sizin destek verdiğiniz, sizin kucaklaştırdığınız, sizin dün terörist deyip bugün kardeşimiz diye kırmızı halılarla karşıladığınıza seslenin. Başta Aleviler olmak üzere, Suriye’de hiçbir insanın burnu kanamamalı. Suriye’de hiçbir insan; toprağını, evini, malını terk etmemeli. Suriye bir bütün olarak birlikte yaşamalı. O yüzden AKP iktidarının buna el atması gerekir. Sessiz kalmaması lazım. Madem ki Suriye’de onların dediği gibi devrim olduysa dünün teröristine devrimci diye karşılıyorlarsa o zaman devrimcinize söyleyin. Başta Aleviler olmak üzere Suriye’de yaşayan hiçbir halkın hiçbir inanç grubunun burnu kanamamalı. İnsanlar açlık sefalet içinde. İnsanlar kaygı kaygı duyuyorlar. İnsanlar malıyla, canıyla, canından kaygı duyuyorlar” diye konuştu.

‘KULAK TIKADILAR’
İktidara ve muhalefete Suriye için “yardım koridorunun açılmasını” talep ettiklerini ancak taleplerine cevap verilmediğini belirten Aslan, Alevi kurumları olarak Suriye’ye giderek, “orada katliam var mı yok mu” diye araştırma yapmak istediklerini ancak dış ve içişleri bakanlıklarının bu talebe kulak tıkadığını sözlerine ekledi. Aslan, “Ey bu ülkeyi yöneten Dışişleri Bakanı, ey bu ülkenin İçişleri Bakanı, Alevi kurumlarının bu talebine bir an önce cevap verin. Biz Suriye’de yaşayan kardeşlerimizin ne yaşadığını görmek istiyoruz. Onların sizin dediniz gibi bir yaşamı sürdürüyorlar mı yoksa orada bir zulüm var, orada bir katliam var, orada bir açlık var, orada bir sefalet var, bunu görmek istiyoruz” diye çağrıda bulundu. Son olarak ise Aslan Aleviler inançlarında ötürü katliama uğradığını belirterek, bir araya gelerek, mücadele çağrısında bulundu.

‘BİZ ONLARLA AYNI DİNE DEĞİLİZ’
Aslan ardından söz alan EHDAV Başkanı Ali Yeral, Suriye’deki Alevilerle iletişim içinde olduklarını yaşadıklarını mağduriyetleri ilgili makamlara ilettiklerini anlattı. Adana ve Mersin’de bulunan Arap Alevilerin Suriye sahilinden geldiğini belirten Yeral, akrabalarının bir kısmı Suriye’de bir kısmı ise Türkiye’de olduğuna işaret ederek, kendilerini “Alevicilik,Esatçılık, BAAS’çılık ve ayrımcılık” yapmadıklarını ancak öldürülen, başı kesilen ve kurşuna dizilenlerin Aleviler olduğunu sözlerine ekledi. Havuz medyasının Suriye’de yaşanan katliamlara karşı sessizliğini eleştiren Yeral, “Alevi oldukları için mi, haberlerini yapmıyorsunuz? diye sordu. Din adı altında insanların katledildiğini, kadınların pazarlarda katledildiğini ifade eden Yeral, “Ama yüce Rabbimize hamdü senalar olsun ki biz onlarla aynı dine değiliz. Çünkü onların dini Süfyani’dir. Bizimki Haşimi’dir. Onların dini Emevi’dir. Bizimki Muhammedi’dir. Onların dini Muaviye’dir. Bizimki Alevi’dir. Onlarınki Yezidi’dir. Bizimki Hüseyin’idir” diye konuştu.

‘ALEVİYİZ DİYE…’
AKP’nin Suriye politikasını eleştiren Yeral, “Dün terörist olan Amerika’nın da Türkiye’nin de Avrupa’nın da bütün dünyanın da kırmızı bültenlerle aradığı Cani, Colani, Johanny Cevlani nasıl kardeşin oluyor? Nasıl din kardeşin oluyor? Nasıl onun elini alıp sarmaş dolaş oluyorsun? Ve biz 2011’den beri iş birliği yapıyoruz deyip Suriye’de yapılan katliamların adeta itirafını yapıyorsunuz. Bunu hangi mantığa, hangi akla, hangi İslamiyet’e sığdırıyorsunuz? Birileri çıksın bize anlatsın” ifadelerini kullandı. “Sizin Allah’ınız kim? Sizin kitabınız ne? Sizin peygamberiniz kim söyler misiniz?” diye soran Yeral, yaşanan katliamlara işaret ederek, “Allah sizin cezanızı versin ve verecektir. Allah sizin belanızı versin ve verecektir” dedi. Suriye’de yaşananlara dair AKP’lilerden randevu talep ettiklerini ancak olumlu bir yanıt alamadıklarını ifade eden Yeral, Alevi oldukları için kendileri ile görüşülmediğini sözlerine ekledi.

‘KİMSENİN BURNU KANAMAZSIN’
Son olarak konuşan CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Ortadoğu coğrafyasında bir enerji paylaşımı yaşandığını ve bu katliamlarım bu paylaşımdan bağımsız olmadığını dile getirdi. Suriye’de yaşanan katliamlara dair AKP’lilerin, “Böyle bir olay yok. Münferit birkaç olay var. Orada herhangi bir katliam yaşanmıyor” diye yanıt verildiğini belirten Müzeyyen Şevkin, “İsterse bir tek insanın burnu kanasın arkadaşlar. Bütün oradaki azınlıkların, Müslüman’ı, Kürt’ü, Türk’ü, Alevisi, Sünnisi, her azınlığın insan hakları gereği korunması gerekiyor. Kendilerini ifade etmeleri gerekiyor ve her türlü haktan orada yararlanmaları gerekiyor. Oradaki kardeşlerimiz açlıkla sınanamaz, katliamla sınanamazlar. Dolayısıyla biz kanaat önderlerimizle sürekli istişare halindeyiz. İçişleri Bakanımızla ve Dışişleri Bakanımızla ve müsteşarlık düzeyinde her türlü çalışmalarda kardeşlerimize, abilerimize destek vermeye devam ediyoruz. Devam edeceğiz. Bir tek kardeşimizin burnunun kanamasına dair tahammülümüz yok. Hep beraber çözeceğiz” dedi.