İyi bilinmektedir(harp, savaş).
Harebü; harpte, savaşta yağma etme, yağmalama.. sonradan her tür yağmalamaya da “harebun” denmiştir.
Gad huribu; malı yağma edildi, yağmalandı. Malı yağma edilmiş kimseye de “haribun” denir.
Et-tahribu; savaşa kışkırtmak.
Racül-ün mihrâbu; savaşta ateşli, şiddetli cengaver yiğit adam, savaşların adamı, savaşla bilinen ve savaşı iyi bilen savaşçı. Bununla sanki onun savaşta (kullanılan) bir alet olduğu söylenmek istenmiştir.
Harbetü; iyi bilinen bir savaş aleti, kısa mızrak.
Mihrâb-ül mescid;
1) Burasının şeytanla ve hevayla uğraşma yeri
2) İnsanın burada dünya meşgalelerinden ve düşünce dağınıklığından yağma edilircesine soyutlanması gerektiğinden dolayı böyle adlandırılmıştır.
3) Bir meclisin oturma yerinin en üst kısmı, başköşesi.
4) El-hirbeu; güneşe karşı sanki savaşır gibi duran ufak sürüngen.
5) Hirbe-u; çivi, demir çivi. (Ragıb El İsfehani)
Gramer dilini kullanmak zorundayız, aksi takdirde bir kelimeye herkes işine gelen mânâyı verir ki bu da müzakereyi ortadan kaldırır. Sözlük hakemdir.
Kâmus, namus’tur.!