İslam iktisadi sisteminde üçlü sac ayağı vardı.
•Fabrika
•Toptancı
•Perakendeci
Kimse kimsenin işine karışmazdı.
Hatta bakkal, manavlık yapamaz, odun kömür satamazdı.
Şimdi atölyeci pazarda tezgah açıyor. Fabrikalar satış mağazası açma yarışında. Bu yanlış.
Eskiden bir kumaş tüccarı senede 400-500.000 metre kumaş satıyordu. Kime? Anadolu da 250 terziye mal satıyorlardı. 5 terzi borcu geciktirse kalan 245 kurtarıyordu. Bu sistem riski yayan sistemdi.
Sonra ne oldu? Batı tarzı külliyetli üretim fabrikaları kuruldu.
Kumaş toptancısı 250 kişi uğraşmak yerine bir fabrikaya kumaş satarım sevdasına düştü. Rakamsal olarak göze kuşağa hoş lakin fabrika batınca kumaşçı da battı. Örnek 2015 rakamları ile 400 trilyon(eski rakam) ile kumaş tüccarı battı.
Bu zikrettiğimiz klasik sistemden kopan aradan toptancıları çıkarıp, mağaza zincirleri açanlar battı. Burada örnek olması açısından: toptancıları aradan çıkarmaya çalışan ayakkabı ve gıda firmaları yerle yeksan oldu, araştırın lütfen. Bu klasik iktisaddan kopan nice kumaş fabrikası senelik üretimde metraj olarak epey düştü. Kadim müşterilerini kaybettiler.
Osmanlı iktisadî modeli Eminönü, Mısır çarşısı, sultan hamamda kısaca yarımadada uygulanıyordu. Orada özellikle toptancılar perakende satış asla yapmazdı.
Bir esnaf en fazla üç perakende mağaza açabilmeli. Toptancı perakende satış yapmamalı. Fabrika perakende satış yapmamalı.